13 Eylül 2017 Çarşamba

DOS İşletim Sistemi

PC (Personal Computer-Kişisel Bilgisayar)’lerde kullanıla gelen işletim sistemini eski işletim sistemlerinden, artık çoğu kullanıcı doğrudan kullanmasa da Windows PC’lerimizin hala bir kenarında öyle veya böyle duran MS-DOS’tan başlayacağız. Kimi işletim sistemi kavramlarını da DOS’u anlatırken ele alacağız. Onun için, DOS kullanmasanız bile DOS sayfalarına bir göz atmanız iyi olur.

            DOS’un, kullanıcıya sistemi değişik şekillerde kontrol etme olanağı veren kesimi, “User Command Processor” (Kullanıcı Komut İşlemcisi) olarak adlandırılır. DOS, makinenin değişik bileşenlerine ve giriş/çıkış birimlerine yönelik bir dizi fonksiyon ve özel komut da içerir. Bu komut ve fonksiyonların bir kısmını kullanıcılar doğrudan kullanabilir, bir kısmı ise uygulama yazılımları tarafından kullanılırlar. Bazıları da herkes tarafından.

            Diyelim, bir yazı yazdınız ve diske kaydediyorsunuz. Kelime işlemci (yazıyı yazdığınız program), doğrudan diskle ilgili bir iş yapmaz, sadece işletim sisteminin diskle ilgili fonksiyonlarını kullanır. Dolayısıyla bu fonksiyonun DOS’ta herhangi bir şekilde değiştirilmesi, bütün yazılımları doğrudan etkiler. Bazı yazılımlar, işletim sistemini atlayıp, doğrudan donanım bileşenlerine erişerek işlem yaparlar.

            PC’nizde kurulu olan DOS işletim sistemi, şu modüllerden oluşur:

·        ROM-BIOS : ROM’da (salt okunur bellek) saklı temel giriş-çıkış sistemi.

·        AÇILIŞ KAYDI : Diskte bulunan ve bilgisayarın “bootstrap” işlemini gerçekleştirebilmesini sağlayan küçük ve basit bir kayıt. Bu kayıt kalıcı değildir, yani PC’niz çalışırken, RAM’da durmaz.

·        IO.SYS ile MSDOS.SYS (ya da IBMBIO.COM ile IBMDOS.COM) : DOS’un sistem dosyaları. ROM-BIOS’taki programların ekleri olarak görülebilecek bu dosyalar, çevre birimleriyle ilgili ek işlemleri yerine getiren programları içerir. Diskinizin ana dizininde bulunan bu dosyalar gizlidir, yani DIR (listele) komutuyla onları göremezsiniz.

·        COMMAND.COM : Bu dosyanın içerdiği sistem programının temel işlevi, DOS üzerinde çalışırken kullandığımız komutları yorumlamak ve yerine getirmektir. COMMAND.COM, disk üzerinde bulunur, gizli bir dosya değildir, yani DIR komutuyla görünür. Ana bellekte, makine çalıştığı sürece saklanan COMMAND.COM’unuz silinir ya da bozulursa, PC’niz açılmaz...

Dikkat : Bir kullanıcı olarak sizin bu sistem dosyalarıyla herhangi bir şey yapmanız söz konusu değildir. Sadece kavramsal olarak, bu dosyaların ne işe yaradığını bilmeniz yeter. Her ihtimale karşı, bu sistem dosyalarının bir yedeğini alırsanız, çok iyi edersiniz...

            CONFİG.SYS  DOSYASI : Sistemle ilgili dosyaları ve bilgisayarın kullanabileceği donanım parçalarını tanıtmak için açılışta yüklenen dosyadır. Herhangi bir kelime işlemci ile dosya çağrılır ve kullanıcı tarafından gerekli değişiklikler yapılabilir.

            AUTOEXEC.BAT  DOSYASI : İşletim sistemi yüklendikten sonra çalıştırılmak istenen programlar ve komutlar bu dosyada bulunur. Herhangi bir kelime işlemci ile dosya çağrılır ve kullanıcı tarafından gerekli değişiklikler yapılabilir.

DOS İşletim Sisteminin Bilgisayarın Açılışında Yüklenişi

            Bilgisayar ilk açılışında ROM bellek test edilir ve okunur. Daha sonra RAM belek test edilir, sorun çıkarsa ekrana mesaj verir ve işletime geçmez.

            Bellek testinden sonra A disket sürücüsünü kontrol eder ve takılı disket yok ise C diskinden işletim sisteminin belleğe yüklenmesi işini yapar ve var olan aygıtlarının tanınmasını sağlayan IO.SYS ve MSDOS.SYS gizli dosyalarını yükler.

            Konfigürasyon dosyası olan CONFIG.SYS yüklenir. Daha sonra COMMAND.COM dosyasını ve AUTOEXEC.BAT dosyasını yükler. Bilgisayar açılmış olur ve ekrana C:\> çıkacaktır. Bundan sonra DOS komutlarının uygulanması yapılabilir.

            Şayet A sürücüsünü test ederken disket takılı ise ve DOS işletim sisteminin dosyaları mevcut ise A sürücüsünden açar ve ekrana A:\> yazar.

            A sürücüsüne takılı diskette DOS işletim sistemi yüklü değilse ekrana şu mesajı verir.

            Non-System Disk Error

            Replace and press any key when ready

            Bu mesajdan sonra A sürücüsünde sistem disketi olmayan disket çıkartılır; ya bir tuşa basılır ve C sürücüsünden bilgisayarın açılması sağlanır ya da DOS işletim sistemi yüklü olan disket takılır ve bir tuşa basılarak A sürücüsünden bilgisayarın açılması sağlanır.

            Bilgisayarın C sürücüsünden açılmaması : DOS işletim sistemi yüklenmemiş olabilir. DOS işletim sisteminin dosyaları bozulmuş olabilir ve yeniden yüklenmesi gerekir veya disk bozulmuş olabilir.

            Bilgisayarı açarken C sürücüsünde veya A sürücüsünde takılı olan diskette AUTOEXEC.BAT dosyası bulunmuyor ise ekrana tarih ve zaman bilgisi gelir ve ENTER tuşuna basılarak bu satırlar geçilir ve bilgisayar açılır.

Sürücü Değiştirme

            C sürücüsünde iken A sürücüsüne geçmek için A: yazılır enter tuşuna basılır.

            A sürücüsünde iken A sürücüsüne geçmek için C: yazılır enter tuşuna basılır.

Dosyalara İsim Verilmesi

            DOS işletim sisteminde dosyalara en az 1 karakter en fazla 8 karakterlik isim ve uzantısı 3 karakter olarak verilir. Dosyalara uzantı ismi verilmeyebilir ancak bazı durumlar var ki mutlaka uzantı ismi vermek zorunludur. Dosya ismi ile uzantısı arasına mutlaka nokta (.) karakteri konulmalıdır. Dosya adı içerisinde ve uzantısında boşluk karakteri kullanılmaz.

            Dosya uzantısı bize o dosya hakkında bilgi verir. Bazı dosya uzantılarının kısaca anlamı şöyledir:

            EXE : Uzantısı bu olan programlar doğrudan çalışırlar.

            COM : Bu programlarda doğrudan çalışırlar.

            BAT : Toplu işlemler için DOS komutlarını içeren programlardır.

            SYS : DOS işletim sisteminde sistem dosyası.

            TXT : Yazı (text) içeren dosya.

            DAT : Veri (data) içeren dosya.

            HLP : Konu ile ilgili açıklamalar, yardım bilgileri içeren dosya.

* ve ? karakterleri DOS komutlarında, dosya veya uzantı ismi içerisinde yer alırlar. Joker karakter olarak kullanıldıklarında :

1.      * karakteri, dosya isminde 1 ila 8 arası karakteri; dosya uzantısında kullanılıyor ise 1 ile 3 arası karakteri temsil eder ve ne olursa olsun anlamını verir.

2.      ? karakteri, bulunduğu pozisyondaki bir tek karakteri temsil eder ve ne olursa olsun anlamını verir.

İşletim Sistemlerinin Genel Yapısı

BIOS tam anlamı ile bir işletim sistemi sayılmaz; donanım ile işletim sistemi arasındaki köprü görevi yapar. Elektronik devreler, CD sürücüler, işlemci, grafik kartı... onca para ödediğimiz donanım bilgisayarın yarısıdır! Giriş bölümünde, öbür yarının yazılım olarak adlandırıldığını belirtmiştik. Bilgisayar genel amaçlı bir aygıttır, o kadar genel amaçlıdır ki, sorduğunuzda tanımlanmış bir işlevi ve görevi yoktur: “Ne iş olsa yapar”. İşte yazılımların görevi masanızın (ya da dizinizin) üzerinde öylece duran gövdeyi harekete geçirmek ve bu genel amaçlı aygıta tanımlanmış fonksiyonlar kazandırmaktır. Yazılımın bir işlevi daha vardır Son derece karmaşık bir aygıtı kolayca kullanmanızı sağlamak, elektronik devrelerle aranızda bir köprü oluşturmak... Kabaca, bu işlevlerden ilkini destek ve uygulama yazılımlarının, ikincisini ise “sistem yazılımlarının” üstlendiğini söyleyebiliriz. Kullanıcı bilgisayarın iç işleyişine karışmaz, ancak bu işleyişi yönlendirebilir. Bu yönlendirme, piramidin tepesinden tabanına doğru inersek, uygulama yazılımları ve onların çalışmasını sağlayan sistem yazılımları ile mümkün olabiliyor. “Sistem yazılımı” başlığı altında toplanan yazılımlardan en önemlisi işletim sistemidir. İşletim sistemi buraya kadar anlattığımız bütün o karmaşık donanım birimlerinin çalışmasını birtakım komutlarla veya resim ve ikonlarla temsil eder. İşlemci, BIOS veya belleğin temel çalışma ilkelerini bilmeden de PC’nizi kullanabilirsiniz, ama işletim sistemini bilmeden bilgisayarınıza hakim olamazsınız. DOS kullanacaksanız DOS’u, Windows’unuz varsa Windows’u, Unix veya Linux’unuz varsa onları veya Mac’iniz varsa MacOS’u bilmemek olmaz!

            Zaten bu nedenledir ki, yazılımcılar giderek daha kolay kullanılan işletim sistemleri ve grafik kullanıcı arabirimleri geliştirmeye çalışıyorlar... DOS, Windows, OS/2, Linux gibi sistem yazılımları sayesinde sabit diskinizde neler döndüğünü, CD-ROM’un nasıl çalıştığını ve işlemcinin nasıl işlem yaptığını bilmek zorunda kalmıyorsunuz. Sizden sadece birkaç komutu bilmeniz ya da ekranınızdaki simgelere fare ile tıklamanız bekleniyor...

            Bir işletim sistemi, bilgisayarın temel işlevlerini (verileri dış ortamdan almak, işlemek, ekranda göstermek, yazmak ya da telefon hattı aracılığı ile göndermek vb.) nasıl ele alacağını belirleyen geniş kapsamlı bir programdır.  Bilgisayarın kaynaklarının etkin bir şekilde kullanımı için, kaynak yönetimi ve koordinasyonunu işletim sistemi üstlenir. Hangi ortamda nasıl saklanırsa saklansın, nasıl yüklenirse yüklensin, bütün işletim sistemleri bu görevi yerine getirir.

Bilgisayar Açıldığında Ne Olur?

Hangi PC’yi açarsanız açın, siyah ekran üzerinde bir takım yazıların kayıp gittiğini görürsünüz. İşletim sisteminiz DOS, Windows 3.x, Windows 9x, NT, Windows 2000, Unix veya Linux olabilir. Tümünde de bu yazıları görürsünüz. İşletim sistemi daha sonra otomatik olarak veya siyah ekranda yazdığınız bir komutla devreye girer.

            Peki nedir işletim sisteminden önce devreye giren bu satırlar?

            Daha önce BIOS’tan bahsetmiştik. Temel Giriş Çıkış Sistemi (Basic İnput/Output System) anlamındaki BİOS, anakart üzerindeki bir yongada yüklü, küçük bir yazılımdır aslında. Bu yazılım donanımların diğer bileşenler ve işletim sistemi tarafından tanınması için ilk adımları atar, sistem açıldığında bazı donanımların düzgün çalışıp çalışmadığını test eder, donanımların belirli özelliklerinin ayarlanmasını sağlar. İşte BIOS’un sisteminizi açmak için gerçekleştirdiği bu ilk işlemlerin gerçekleştirildiğini, PC’nizi açtığınızda siyah ekranda görünen bu yazılardan anlarsınız. Bu yazılar ekrana gelirken BIOS’unuzun yaptığı bu işlemlere POST – Power On Self Testing/Otomatik açılış testleri adı verilir.

            Bilgisayarı her açtığınızda, BIOS’taki POST yordamı (rutini), PC’nizin temel kaynaklarını kontrol eder: Bellekler çalışıyor mu? Giriş/çıkış birimleri yerinde duruyor mu? İşletim sistemi olması gereken yerde mi? Çevre birimleriyle ve iletişim portları ile yeniden ilişki kurulur. Her şey iyi gidiyorsa, bir mesele yok. Ama herhangi bir birimde sorun varsa, test işlemi durdurulur, bize acı haber ekrandan bildirilir...

            PC’nin ekranında izlenilebilen bu test işlemi, en çok RAM bellek üzerinde yoğunlaşır; ne kadar çok ana bellek varsa, POST o kadar uzun sürecektir. Temel giriş/çıkış programlarının başlangıç adresleri de RAM’a aktarılır, böylelikle kullanacağımız uygulama yazılımlarının, giriş/çıkış birimlerini standart olmayan yollardan kullanmalarına da izin verilmiş olur.(Bazı PC’lerde açılış sırasında temel giriş/çıkış programları, olduğu gibi ROM dan RAM’a aktarılır.)        

            Görüldüğü gibi sistem açılışında pek çok işlem yapılmaktadır ve sisteminize bağlı donanımlar, yüklü yazılımlar değiştikçe, anakartın özelliğine ve BIOS ayarlarınıza da bağlı olarak, açılış süresi değişebilir. Çoğu kullanıcı sistem performanslarını bu açılış süresi ile değerlendirmeye eğilimlidir. Ancak görüldüğü gibi açılışta tanınan donanımlar ve yüklenen yazılımlar nedeniyle bu süre çok değişken olabilir, dolayısı ile PC’nin performansı açılış süresi ile ölçülmez.

Not : 1. Sisteminizi ilk açtığınızda yazılar ekranda hızla kayıyorsa ve aradığınız bir bilgiyi okumakta güçlük çekiyorsanız klavyenizde Pause tuşuna basarak kayan yazıları durdurabilirsiniz. Enter tuşuna bastığınızda işlemler devam edecektir.

2. Sisteminizdeki donanımların doğru çalıştığından eminseniz, BIOS Setup’dan bazı POST işlemlerini iptal ederek sisteminizin açılışını hızlandırabilirsiniz. BIOS Features Setup bölümünde “Quik Power On Self Test” seçeneğini “Enabled” konumuna getirdiğinizde özellikle açılıştaki bellek sayma işlemi iptal olacak ve sisteminiz daha hızlı açılacaktır.

Programlama Dilleri

Programlama Dilleri

Genel amaçlı olsun özel amaçlı olsun tüm uygulama ve sistem yazılımları  programlama dilleriyle yazılır. Bir programlama dili, insanların bilgisayara çeşitli işlemler yaptırmasına imkan veren her türlü sembol, karakter ve kurallar grubudur. Programlama dilleri insanlarla bilgisayarlar arasında tercümanlık görevi yapar. Programlama dilleri, bilgisayara neyi, ne zaman, nasıl yapacağını belirten deyim ve komutlar içerir. Programlama dilleri zaman içerisinde gelişerek günümüzde çok kabiliyetli bir duruma gelmiştir. Burada programlama dillerinin gelişme süreci kısaca incelenecektir. Programlama dillerinin tarihi gelişimi Tablo 1.1.de verilmiştir.
Kuşak
Programlama Dili
Periyod
1
Makine dili
1940 – 1950 arası
2
Assembly dili
1950’li yıllardan itibaren
3
Yüksek seviyeli diller
1960’lı yıllardan itibaren
4
Çok yüksek seviyeli diller
1970’li yıllardan itibaren
5
Yapay zekaya yönelik diller
1980’li yıllardan itibaren
Tablo 1.1.Programlama Dillerinin Tarihi Gelişimi
            Düşük seviyeli diller : Bilgisayarların ilk dönemlerindeki programlama dilleri, kullanımı çok zor olan makine dili ve assembly dilleriydi. Makine dili, geliştirilen ilk programlama dilidir ve ilk kuşağı temsil eder. Makine dilinde yazılan tüm komutlar 0 ve 1 lerden oluşur. Bütün talimatlar en detaylı bir şekilde tanımlanır ve iki tabanlı sayı sistemi kullanılarak kodlama yapılır.
            Assembly dilleri : İkinci kuşak dilerdir ve geliştirilmesine 1950’li yılların başlarında Grace Hopper tarafından öncülük edilmiştir. Bu dillerde makine dili talimatları daha kolay bir şekilde anlaşılabilecek ve hatırlanabilecek olan sembollerle ifade edilir. Düşük seviyeli diller grubundan sayılmasına rağmen, makine diline göre bir adım daha ileride olan assembly dilleri günümüzde bile programcılar tarafından kullanılmaktadır. Çünkü bu dillerle yazılan programlar genellikle çok hızlı çalışır ve daha az depolama yüzeyi gerektirirler. Bununla birlikte bu dillerle programlama yapmak çok yorucu, sıkıcı ve zaman alıcı olduğundan cazibesini kaybetmektedir.
            Yüksek seviyeli diller : Üçüncü kuşak da denilen yüksek seviyeli programlama dilleri öğrenilmesi daha kolay, program yazılması daha az zaman alan, daha iyi sonuçlar sağlayan programlama dilleridir. Yüksek seviyeli dillerden birinde yazılan bir kaynak program makine diline çevrilmek zorundadır.Dönüştürme işini gerçekleştiren programa derleyici (compilerdenir. BasicCobolFortran ve Pascal dilleri bu kategorideki programlama dillerine birkaç örnek oluşturur.
            Çok yüksek seviyeli diller : Bu diller programlama işini çok daha kolaylaştırmıştır. Bu dillerdeki temel özellik kullanıcıların bilgisayara bir şeyin nasıl yapılacağını değil, ne yapılacağını ifade edebilmelerine imkan vermesidir. Örneğin; sayıların sıraya dizdirilmesi işlemini yapabilmek için bir yüksek seviyeli dil ile karmaşık bir mantık kullanarak 15-20 satırlık bir program yazmak gerekir. Bunun aksine bir çok yüksek seviyeli(dördüncü kuşak) dil ile bir kullanıcının yapacağı iş; sıraya dizilecek alanı, sıralama işleminin küçükten büyüğe mi yoksa büyükten küçüğe mi yapılacağını belirlemek ve ekrandaki bir ikona tıklayarak yada bir mönüden “sırala” komutunu seçerek sıralama işlemini gerçekleştirmektir.

            İlk geliştirilen dördüncü kuşak diller ile daha sonraları geliştirilen diller arasında bile takip edilen prosedürler ve kullanılan metotlar bakımından büyük farklılıklar vardır. Yeni geliştirilen diller çok daha karmaşık işleri daha kolay bir şekilde yapmaya imkan vermektedir.

Virüslere karşı aşı

Virüslere karşı aşı tabiriyle kastedilen, anti-virüs yazılımlarıdır. Anti-virüs yazılımları bir bilgisayardaki davetsiz misafirleri “yakala ve yok et” misyonuna göre çalışan programlardır. Görünüşte anti-virüs programı, bir elektronik koruyucu ilaç gibi anlaşılabilir; gerçekte ise bir virüse karşı en iyi savunma onu sisteme bulaştırmamaktır. İkinci olarak da aktif hale gelip yayılmadan ve tahribatını yapmadan ilk adımda onu yok etmektir. Virüs faaliyetlerini tespit etmek amacıyla sistemi izleyen programlar kullanılmalıdır. Kusurlu anti-virüs yazılımlarının virüsleri yok edeceği yerde, bilgisayardaki verileri tahrip edip bilgisayarları çalışamaz duruma getirdiği çok görülmüştür. Daha olgun bir hale gelen anti-virüs programları bu tehlikeleri minimize etmiştir.


Anti-virüs yazılımlarının kullanılması düşünüldüğünde aşağıdaki faktörler göz önünde bulundurulmalıdır.


1. Anti-virüs yazılımları ne kadar itibarlı ve güvenilir kaynaklardan alınırsa o kadar etkin ve emniyetli sonuçlar alınır. Büyük üniversitelerde özenli ilmi değerlendirmeler den geçen programların satın alınmasında fayda vardır.


2. Bu yazılımların bütün meseleyi halledeceği düşünülmemelidir. Bir virüs insanlar tarafından yazılıp insan hatası veya ihmal nedeniyle sisteme girmesine imkan verilmiş olan bir üründür. İnsan faktörünün ihmal edilmesini gerektirecek kadar güçlü ve emniyetli anti-virüs yazılımı yoktur. Yani bunlar felakete karşı mutlak bir sigorta değil sadece bir ihtiyat tedbiridir.


Netice olarak koruma, tedaviden daha iyi bir seçenektir.


Zararlı Yazılımlar

Buraya kadar anlattığımız faydalı yazılımların yanı sıra, faydalı yazılımlara zarar veren yada kullanıcı dosyaları üzerinde tahribat yapan zararlı yazılımlar da vardır. Bu yazılımlara genel bir ifadeyle zararlı yazılımlar yada “bilgisayar virüsleri” denir. Bilgisayar virüsleri kendi kendilerini çoğaltabilen, bir bilgisayardan diğerine yayılabilen ve çoğu kez bilgisayar sistemlerine kasten zarar vermek için yazılmış programlardır.

Bir bilgisayar virüsünün üç temel karakteristiği vardır:

            1.Kendi kendini çoğaltma mekanizması, aşağıdaki fonksiyonları yapar;

·        Enfekte etmek için diğer programları arar,

·        Bir program bulduğu zaman, daha önce enfekte edilip edilmediğini tespit eder,

·        Gizli talimatları program içerisinde bir yere ekler,

·        Programın veya dosyanın enfekte edildiğini gösteren bir işaret ekler. İşaret (flag) gerekli olabilir. Aksi takdirde işaret olmadan programlar tekrar tekrar enfekte edilir veya çok anormal şekilde büyüyebilir.

Kendi kendini çoğaltma mekanizması dosyaların enfekte edildiğinin gizlenmesine yardım edecek olan diğer bazı fonksiyonları da icra eder. Mesela dosyaların üzerinde değişiklik yapıldığı son tarihi tekrar eski değerine ayarlayabilir.

2.Aktivasyon mekanizması, bazı olayların ortaya çıkmasını kontrol eden bir mekanizmadır. Olay vuku bulduğu zaman virüs amacını yerine getirir. Eğer aktivasyon mekanizması amacını icra etmeden önce belli bir tarihin veya zamanın gelmesini kontrol ediyorsa, ona zaman bombası (time bomb) denir. Bir programın önceden tespit edilmiş bir sayıda icra edilmesi gibi belli bir faaliyeti beklerse, buna da mantık bombası (logic bomb) denir. Bunun birçok varyasyonu olabileceği gibi, herhangi bir programın ilk defa icra edilmesiyle de aktivasyon mekanizmasının devreye girmesi söz konusu olabilir.

3.Amaç, genellikle istenmeyen ve tahrip edici bazı olayların meydana getirilmesidir. Bugüne kadar yaşanan olaylarda virüsler taşıdıkları amaçlarda farklılıklar göstermişlerdir. Bazen ekranda ortaya çıkan sinir bozucu fakat zararsız mesajlar, bazen dosyaların ve programların silinmesi veya değiştirilmesi ve bazen de sistem donanımının farklı bir şekilde davranmasına sebep olunması şeklinde ortaya çıkmışlardır.  Bazen virüsün sebep olduğu zarar tüm sistem yazılımlarının ve verilerin yeniden yüklenmesini gerektirir.

            Bir truva atı virüs programı gerçekte bilgisayara veya sisteme zarar vermek amacında olmasına rağmen faydalı bir fonksiyon icra ediyormuş gibi görünen bir programdır. Bir truva atının yazarı ya faydalı gibi görünen bir program yazar yada diğer kullanıcılara cazip görünen faydalı bir programın kaynak koduna erişim kazanıp faydalı fonksiyonun yanı sıra zararlı bazı fonksiyonlar da yerine getiren bir kod ekleyerek amacına ulaşır.

Ağ solucanı denilen virüs programları ise sistemden sisteme yayılmak için ağ bağlantılarını kullanırlar.


http://www.hopebilisim.com/forum/bilgisayar-teknik-servisi/

bilgisayar teknik servisi

Hizmet Yazılımları

Hizmet (Utility) yazılımları, genel sistem destek işlemlerini yapmak için kullanılan programlardır. Diskleri biçimlendirmek, dosyaları kopyalamak, disklerdeki programları yedeklemek, dosya sıkıştırma, dosya transfer(ftp), klavye düzenleme, disk yüzeyini düzenleme(fdisk, partition magic), virüs temizleme gibi işlemleri yaparlar. Çoğu işletim sistemi hizmet yazılımlarının yaptığı işlerin çoğunu yapmaktadır. Fakat bazı durumlarda hizmet yazılımları ayrı bir paket olarak daha güçlü özelliklerle üretilmektedir.


bilgisayar teknik servisi
bilgisayar servisi